. ayak parmağını sehpanın kenarına vurduğunuzdaki acıyı bilirsiniz değil mi? ne orul orul orospu çocuğu bi acıdır... neredeyse hiçbir acıya el ve ayak uçlarında, beyne acı ve tehlike hissiyatını gönderen acı reseptörü nociceptor yoğunluğunun ve tipinin vücudun diğer yerlerindeki acı reseptörlerinden farklı ve el parmaklarındaki acı reseptörleri özellikle ayakların çıkıntı noktalarında, buraya döneceğiz tekrar normal reseptörlerden çok daha hızlı şekilde beyne acı hissini iletebiliyormuş vücudun diğer yerlerine nazaran 10 kat daha hızlı.bunun sebebi nedir peki?evet bildiniz cevap yine el ve ayakları sürekli doğayla temas ettiği özellikle ayaklar ve küçücük bir kesiğin bile enfeksiyon kaparak kişinin ölümüne yol açabildiği zamanlarda, hayatta kalmamızı ufak bir tehlike anında açılan hava yastığı gibi düşünebiliriz bu acı reseptörlerini. çıplak ayakla gezen atalarımızın tabanındaki ve parmaklardaki bu reseptörler sayesinde evet doğru bildiniz ayak altının fazla gıdıklanma sebebi de aynı şey, atalarımız hayatta kalabilmiş ve bu bilgileri sonraki nesillere geniyle aktarabilmiştir. evrim artığı olarak görünse de, zamanında hayat kurtarmış bir işbu yazı, ayağıma giren hayvan gibi bir deniz kestanesi dikenini çıkardıktan sonra yazılmıştır. deldi geçti resmen şerefsiz!kaynak, kaynak 2 Kadınlar ve Erkekler Arasındaki Yer-Yön Duygusu Farkının Bilimsel Açıklaması EMİNE PİŞİRENBir genci askere yolcu ederken etkilenmemiz mümkün mü? Gidenin de gözleri nemlenir, geride kalanın da yüreğine buruk hüzünler üşüşür. Oysa vatani görev bizim Türk kültürümüzün en başında yer alan kutsal geleneklerimizden biridir. Askerliğini yapmamış insan eksiktir, yarımdır. Askerden kaçan kınanır, küçümsenir. Anadolu bu konuda bir farklı kokar. Nice analar oğullarının kınalı saçlarını kilimlerine, yeni gelinler gergeflerine işlerler. Hasret dokurlar…Mendilimin dört ucuDört ucu da turuncuKurban olayım yarimeAskerlik vatan borcu” diyerek maniler yakılarak sevdalar büyütür sevgililer, gönüller mahzundur o veda anında… Ana ve babaların ağıtları, manilerle yükselir semalara, oğul önce ana babadan sonra yakınlarından, mahallesinden helallik ister “Helal edin hakkınızı, gidip de geri dönmemek var,” diye…Kutsaldır vatan yiğidin namus oğlunu çok özleyen yaşlı bir anne, oğlunu görmek için oğlunun askerlik yaptığı yere gitmiş. Bu sırada oğlu eğitimdeymiş, komutana yaklaşarak halini arz etmiş. Bunun üzerine komutan eğitim yapan askerleri göstererek, seç bakalım bunlardan hangisi demiş, uzaktan oğlunu seçemeyen ana şu ağıtı söylemiş,*Makasım yok ki biçeyimMakinem yok ki dikeyimAskerler talime çıkmışOğlumu nasıl var at içindeNalı parlıyor kıçındaAskerler türkü söylüyorBenim oğlum yok içinde*Artık adetlerimizde değişti. Eskiyi özler olduk. Önceden anneler askere gitmeden önce oğlunun serçe parmağına kına yakması adetmiş. Hep merak ederdim. “Neden erkeğe kına yakılır?” diye. Meğerse kına yakmanın da bir anlamı varmış Halk kültürünün inançlarına göre; kızlarını gelin ederken ellerine kına yakılması gelini kocasına kurban etmek içinmiş. Askere gidecek olan gence yakılan kına ise vatana kurban etmek içinmiş. Tabi kına öncesi ve kına sonrası gençlerin manilerle, türkülerle, davul ve zurnanın eşliğinde eğlenmeleri, ana babayla helalleşip vedalaşmaları ise ayrı bir öncesi ve sonrasında yurdun savunması için askere çağırılan ve hiç düşünmeden cepheye koşan fedakâr Mehmetçiklerimizin ailelerini günümüzdekilerle karşılaştırınca içim bıyığı terlemiş, yaşı 18 bile göstermeyen nice şehitlerimiz bu vatan toprağını savunmak için düşmanla savaşıp, kan döküp canlarını feda etmediler mi?Aklıma yeniden Çanakkale geliyor. 100. Yılını bile kutlayamayacağımız Çanakkale… Ve bir kınalı kuzu hikâyesi düşüveriyor gözlerime Adı Hasan, lakabı istasyonunda oğlunu askere uğurlayan “elinde bir değnekçik, sırtında bağlı bir torba başındaki ıslak örtüsü ile Söğüt’ün Akgünlü köyünden Mahmud oğlu Hüseyin’in annesidir. Ciğerparesini koklayan anne oğluna o gün son nasihat olarak şunları söylemekteydi“Hüseyin’im Dayını Şibka’da kaybettik. Baban Dimetoka’da şehit düştü. Ağabeylerin de sekiz aydan beri Çanakkale’de yatıyorlar. Bak yavrum son yongam sensin. Minarede ezan sesi kesilecekse, caminin kandilleri körlenecekse, sütlerim haram olsun, öl de köye dönme! Yolun Şibka’ya uğrarsa dayının ruhuna Fatiha okumayı unutma. Haydi, oğul Allah yolunu açık etsin!”*Tabi Kınalı Hasan’ın duygu yolculuğu burada da bitmiyor. Cepheye gidiyor gitmesine de bölük bölük cepheye gitme öncesinde -eğitim ve teçhizat kontrolleri- sonrasında; Hasan’ın saçının bir tarafındaki kına Yüzbaşı Sırrı Bey’in dikkatini çekmiş. Belki de moral için takılıyor Kınalı Mehmetçiğimize;– Hiç erkek kınalanır mı? Diye…Ne bilsin Hasan? Mahcup da oluyor tabi, saygısından baş-eğiyor, ses etmiyor kumandanına– Buraya gelmeden evvel, anam kınalamıştı komutanım, hikâye burada bitmiyor.“Kınalı Hasan” komutanının isteği üzerine hemen anasına kısa bir mektup yazar ve kına yakmasının sebebini sorarak duygularını şöyle ifade eder“Anacığım, kardeşlerimi askere gönderirken başlarına kına yakma mahcup oldum. Zabit subay, komutan efendi bana sordu cevap veremedim Niye benim saçımı kınaladın? Kardeşlerim de cevap veremeyip mahcup olmasınlar. Oğlun Hasan”Oğlunu cepheye yollamış ananın gözleri artık yollardadır. Kapısını ya postacı, ya da muhtar çalacaktır. Postacı mektup getirecek, muhtar da şahadet haberini…Bu mukaddes Anadolu kadını ne yapıyor dersiniz? Mektup gelince muhtara okutuyor, hemen yanıt yazdırıyor, biricik kınalı kuzusuna“Ey gözümün nuru Hasan’ım,Köyümüzde rahat rahat oturalım mı? Vatan sevgisi içimizde alev alev yanıyor. Sen ecdadından, babandan aşağı kalamazsın. Ben, senin anan isem; beni ve seni Allah yarattı, vatan büyüttü. Allah, bu vatan için seni besledi. Bu vatanın ekmeği iliklerinde duruyor. Sen bu ailenin seçilmiş bir kurbanısın. Hasan’ım, söyle zabit efendiye Bizim köyde kurbanlık ayrılan koyunlar kınalanır. Ben de seni evlatlarımın arasından vatana kurban adadım. Onun için saçını kınalamıştı. El-hükmü billâh hüküm Allah’ındır. Allah, seni İsmail Peygamberin yolundan ayırmasın! Seni melekler şimdiden rahmetle anacaktır. Gözlerinden öperim. Anan Hatice”Hatice anasının mektubunu okuyan Kınalı Hasan’ın ömrü yetmez mektubu tam yazmaya, şehit düşer. Köyüne tabutu gönderilirken üzerini arayan yedek subay Mehmet Bey tamamlanmamış mektubu fark eder, açıp okur. Hem de gözleri dolu dolu okur.“…Anam yakmış kınayı adak diye,Ben de vatan için kurban Allah’a son bir hediye,Kumandanım ben İsmail doğmuşum…”*Çanakkale Deniz Savaşlarımızın 100. Yılını kutlarken, Mustafa Kemal Atatürk’ün aziz ruhu önünde saygıyla eğiliyor, şehitlerimizin, gelmiş geçmiş tüm ölmüş gazilerimizin ve ailelerine Tanrı’dan rahmet dilerim. Mekânları cennet olsun. Aziz ruhları şad olsun.“Vatan Sağ olsun”Emine Pişiren-Edremit serce parmagin diger parmaklar ustunde guc edinmesine yol acan yuzuktur. serce parmagini dikiltir, dogrultur; yuzuk sahibinin serce parmagini konusurken karsi tarafin gozune kartal pencesi sekilnde sokmasi olasidir. oncusu baris manco'dur. bi de genelde anneanne babaanne tayfası yapar bunu..ya da şişmanlama sonucu artık yüzük parmaana sıımayan yüzükler artık serce parmaa terfi edilir.. killi elli, dolma parmakli, orta yasi geckin erkeklerde motifli kalin gümüs üzerine siyah yuvarlak taslisindan bulunabilen yüzük. erkek berberleri icin karizma yukseltici islevi gorur. ozellikle sag elin serce parmagindadir ve makas sallanirken muhakkak ve muhakkak yuzuk parmagina gore 45 derecelik bir aciyla tutulur. chevalier denilen yuzuklerdir de "sovalye yuzugu" dendigi de gorulmustur. kadinlarin taktigi cinsleri genellikle kubbe ya da minare tabir edilen monturlerdir ama erkekler signet ring olarak da takabilirler. bana gore dunyanin en ihtisamli solitaire'i bile antika bir chevaliernin yerini tutamaz bazen. pezevenk yuzugu de derler genelde tasli olan bu yuzuklere. sarah jessica parker taktıktan sonra yeniden in olmustur yanlış alınan bir hediyeyse ve genişlettirecek yer bulunmazsa el mahkum takılan yüzüktür. sürekli kayacakmış hissi uyandırır. ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri takip etmek için giriş yapmalısın. Serçe Parmak Kırığı veya Diğer Adı ile Boksör Kırığı 0302 Merhabalar ! Bu yazımda daha dün başıma gelen boksör kırığı hakkında topladığım bilgileri size aktarmaya çalışacağım, kırık parmak ile yazıyorum yani. Öncelikle bahsetmeliyim ki bu oldukça sık rastlanan ve basit bir kırık biçimi. Fakat küçümsenirse kırık ilerler ve oldukça kötü sonuçlar doğurabilir o yüzden farkettiğinizde veya şüphelendiğinizde hemen en yakın hastaneye gidip röntgeninizi çektirip tedavinizi görün. Yazıda nasıl oluştuğu, alınacak tedbirler, kırık sonrası dikkat edilecekler, nasıl bir tedavi uygulandığı ve zorluklarından bahsedeceğim. Kırığın sebepleri Adından anlaşılabileceği gibi bu kırık çoğunlukla boksörlerde görülüyor ve sert yumruk atmalarından kaynaklanıyor. Sert deyiminin yanına birde yanlış/ters atılan yumruklarıda dahil etmemiz gerekiyor. Genel sebepleri; Ayarsız atılan veya sinir problemi yaşayan insanların yaptığı gibi sert cisimleri yumruklamak, Elin çarpabileceği veya elin üzerine düşerek yaşanabilecek kazalar, Spor kazaları, Tedbirler Serçe parmağımız en dış tarafta olması ve daha kırılgan bir yapıya sahip olması sebebiyle tehlikeye oldukça açık. Meditasyon ve psikoterapi görerek öfke problemlerini aşmak ki oldukça kötü bir alışkanlık ki fiziksel tahribatın yanında psikolojik tahribata ve sosyal sorunlara yol açıyor. Dövüş sporları ile ilgileniyorsanız ekipmanlarınız konusunda ucuza kaçmayın, kaliteli malzemeye sahip ekipmanlar kullanın ki hastane masrafınız ekipman masrafını aşmasın. Ve kırıklar çıkıklardaki gibi kronikleşebilir. Iyileşen kırığın daha sağlam iyileştiğini söyleyen dedidkodu sadece kırığın iyileşme süresinde oluşan koruyucu tabaka ile sınırlı. Kalsiyum eksikliğine izin vermeyin günlük yeterli kalsiyumunuzu alın. Tedavi Her türk erkeğinin vereceği tepki gibi bende kırık olduğunu düşündüğümde hastaneye gitmedim ve uyumayı tercih ettim. Fakat ağrı dinmedi ve elim hareket yetisini oldukça kaybetmişti. Bende mecburen bir göstereyim dedim. Hastaneye gittiğimde ağrının serçe parmağım ile yüzük parmağım etrafında başladığını ve bileğe kadar devam ettiğini söyledim ve doktorun ilk tepkisi boksör kırığı oldu ve röntgene gittim. Ve misler gibi bir kırığım vardı. Doktor alçıya aldıktan sonra güçlü bir ağrı kesici yazıp eve yolladı. Evet bu kadar basit. Bir hafta sonrasında ortopediye gidip uzman doktora göstermek gerekiyor ki bunu daha erken yapabilirsiniz. Ve 3 hafta ila 3 ay kırığın büyüklüğüne ve metabolizmanıza göre yamuk yumuk bir el ile gezmek gerekiyor. Sonrasında yaşanan zorluklar, dikkat edilecekler ve yapılacaklar Alçının mantığına uygun yaşamak gerekiyor. Ağrı kesicinizi alın ve mümkün olduğunca az hareket ettirin. Ve iyileşene kadar bekleyin. Benim hayatımı oldukça etkileyen bir olay oldu ağrısı sızısı hiçbirşey değil ben hayatımı bilgisayar kullanarak ve müzik yaparak devam ettiren bir insanım ve hiçbirini efektif yapamıyorum ki enstrüman hiç çalamıyorum. İlk olarak bunların çözümlerini düşündüm ve boksör kırığı ateli ile karşılaştım. Bu alçının görevini gören fakat çıkarılıp takılan ve diğer parmaklara daha özgür hareket imkanı sağlayan bir araç. Hemen gittim baktım ve yüzük parmağı ile serçe parmağını birleştirip sabitliyor bir metal yardımıyla ve efektif olduğunu gördüm. Henüz doktora danışmadığım için takmıyorum fakat kırık çok ilerlememişse veya 1 aylık iyileşme süresinin son haftası veya sürecin son çeyreğinde rahatlıkla takılabilen bir araç. İlk tüyom bu. İkinci tüyom ise tabi ki boyna asmak. Bu çok klasik herkes bilir, sebebi ise ödem olmaması ve kontrollü kan akışı. Kolu aşağı bırakı veya yukarıda tutarsak bu ağrı ve ödem ile sonuçlanır. Bunu istemeyiz. Şu an minimum hareket ile bilgisayar kullanabiliyorum ve bunu inanılmaz başarısız biçimde yapıyorum. Aynı şekilde yemek yerken, giyinirken, duş alırken yani hep yaptığımız herşey inanılmaz zorlaşıyor. Olumlu yanından bakar isem neredeyse hiç kullanmadığım saftirik sol elim yeni şeyler tecrübe edip güçleniyor. Ki bu oldukça güzel bir olay iki eli aktif kullanabilmek beyin fonksiyonlarını çoşturan ve çok yönlü gelişmeye sebep olan bir olay. Neyse, goygoyu bırakayım. Hareket etmeyen parmaklar, bilek ve kaslar iyileşme tamamlandığında tembelleşmiş olacak. Benim bu konudaki çözümüm oynatmamın sorun olmadığı eklemlerimi aklıma geldikçe hafifçe oynatıp tembelleşmesini önlemek. Ve yarım alçı yapıldıysa bileğe küçük masajlar yapmak. Konuyla bağlı olarak alçı çıktığında ani hareketlerden kaçının ve kendiniz fizik tedavi yapın. Ilık bir suya sokup elinize masaj yaparak hafif hafif oynatın, parmak kaslarınızı eklemlerinizi ve bileğinizi açın ki tekrar sakatlanmayın. Sanırım bunlar dışında önem teşkil eden birşey kalmadı edindiğim tecrübede. Ha birde sokakta tanıdık eş dosttan aşırı ilgi görecek ve sırayla herkese anlatmak zorunda kalacaksınız. Gördüğünüz ekstra ilgi ve ailenin hizmetleri cabası. Ama bunlara kanıp kırmayın elinizi. Bye! Posted in belirtileri, boksör kırığı, boksör kırığı tecrübesi, el kırığı, parmak kırığı, sağlık, serçe parmağı kırığı, tavsiyeler, tedavisi, Yaşam, zorluklar

serçe parmağa kına yakmanın anlamı